Felipe Massa kapak

Felipe Massa: SAO PAULO MİRASÇISI

Brezilya bir ülke , 70 yılı geride bırakmış Formula 1 organizasyonunda önemli bir ekol. Topraklarından çıkardığı son dünya şampiyonu Ayrton Senna’nın trajik ölümünden beri onlara aynı heyecanı ve sevinci yaşatacak ismi arayıp durdu. Henüz bunu başarmış bir pilot yok, ama başarmaya en yakın olanını hepimiz tanıyoruz: Felipe Massa.

1 Mayıs 1994 tarihinde Enzo & Dino Ferrari pistinde gerçekleşen elim kazada, Formula 1 ve Brezilya’nın büyük yıldızı Ayrton Senna hayata gözlerini yumdu. O günlerde Formula 1 bu tarz kazalara sıkça sahne olurdu, ama vefat eden pilotun ülkesinde yas ilan edilmesi,devlet töreni düzenlenmesi belki de bir ilkti. Bu ölümden sonra Brezilya uzun bir süre şampiyonluk heyecanından yoksun bir şekilde yarışları takip etti.

Tıpkı Senna gibi Sao Paulo doğumlu olan bir genç, 90’lı yılların sonunda kartingdeki başarıları ve Formula Chevrolet serisinde yaşadığı şampiyonluk ile bu sporun yeni yüzü olabileceğine Brezilyalıları inandırdı. Felipe Massa ismindeki bu genç pilot, milenyumun başında yeteneklerini okyanus ötesine taşımaya karar verdi ve Formula Renault serilerine katıldı, bu seride de şampiyonluklar yaşadı. Bu noktada alışılan senaryo şu şekilde gelişir; yeteneği ispatlayan pilot Formula 3’e katılır ve performansına göre bir üst klasmanda sözleşme imzalamaya çalışır. Massa ise Euro Formula serisinde yarışmaya başladı. Bu hamle ilk bakışta dolambaçlı bir yol olarak gözükebilir, ama sonradan anlaşıldı ki Formula 1’e giden kestirme yol Euro serisinden geçiyordu. Felipe burada gösterdiği muazzam performans ile dönemin Formula 1 takımı Sauber ile sözleşme imzaladı ve 15 sene içinde kalacağı bu organizasyona adımını attı.

F1’DE İLK YILLAR

2001 yılında Sauber, Nick Heidfeld ve Kimi Raikkonen ortaklığıyla sezonu 4. bitirerek tarihinin en iyi sonuçlarından birini elde etti. İlk üçle aralarındaki makas çok genişti, yine de zirvedeki takımları etkilemeyi başaran pilotlara sahiplerdi. Fin efsane Mika Hakkinen’in emekliliği, genç Kimi ve dolaylı yoldan yazının kahramanı Felipe Massa için bir fırsat oldu. Raikkonen, McLaren Mercedes takımında vatandaşının yerini alırken Massa ise Sauber’e transfer oldu. 2002’de Sauber, bir önceki seneden 10 puan daha az topladı ve sezonu Renault’un ardından 5. bitirdi. Toplanan 11 puanın dördü, sürücüler klasmanında 13. olan Massa’ya aitti. 

Formula 1’de geçirdiği tek sezondan sonra Felipe, kariyerinin ilk dönüm noktalarından birini yaşadı. Jordan, 2003 için takımına bir pilot arıyordu ve Massa adaylardan biriydi. Massa cephesinde de her şey tamamdı, her an transfer olabilirdi ama tüm olumlu gelişmelere karşın Jordan, Ralph Firman ile anlaştı. Bu gelişmeden sonra Massa, takım patronu Eddie Jordan’a teşekkür edecekti. Çünkü kötü bir sene geçiren Jordan’da yarışmak yerine, ilerleyen yıllarda yolunun tekrar kesiştiği Ferrari ile test sürücüsü olarak anlaştı. Yarışları tecrübe ettikten sonra bir sene de son şampiyon Michael Schumacher ve vatandaşı Rubens Barrichello’dan yararlanma fırsatı eline geçmişti.

‘’Benim için çok önemli bir yıldı, çok fazla şey öğrendim. O dönemde test yapmak yasak değildi. O yıl belki de sürücülerin kat ettikleri mesafeden daha fazla test sürüşü yapmışımdır. Schumacher ve Barichello gibi üst düzey pilotların takımla nasıl çalıştığını izledim. O yılın ardından Sauber’e döndüğümde daha iyi sonuçlar elde ettim.’’ – S Sport röportajı

Felipe Massa 2004’te Sauber’e geri döndüğünde Formula 1, yeni bir puanlama sistemine geçmişti. Puan alabilen sürücü sayısı beşten sekize çıkarılmıştı. Massa -biraz da bu kuralın ekmeğini yiyerek tabii- sonraki iki sezonda daha fazla yarışta puan kazandı fakat sezon sonundaki tabloda yine ilk 10’un dışındaydı. Ama bu sonuçlardan Brezilyalı pilotu sorumlu tutmamak lazım. Sauber araçları 2001 yılındaki hallerinden çok uzaktaydı. Massa da bunun farkındaydı ve elinden geleni yapmıştı. Neyse ki bu çabasının farkında olan sadece kendisi değildi. 

Felipe Massa SENNA’NIN İZİNDE

1999’dan 2004’e kadar şampiyonluğa ambargo koyan Ferrari, 2005 yılında şampiyonluğu Renault’a kaptırdı ve McLaren Mercedes’in ardından 3. oldu. Hazırlıksız yakalandığı bu tökezleme sonucu takımda bir kan değişimine gidilmesi gerektiği düşünüldü ve Rubens Barrichello ile yolları ayrıldı. Ferrari, boş kalan koltuğa test sürüşlerinden takıma aşinalığı olan Felipe Massa’yı oturttu. Bir zamanlar ona hocalık yapan Schumacher ile yan yana yarışma şansını bulan Massa, bunu çok iyi değerlendirdi. 

12 Mart 2006’da Bahreyn Grand Prix’i ile beraber Felipe, her pilotun hayali olan o kırmızı araçla ilk kez piste çıktı. Rüyasının gerçekleştiği bu günde Massa eline daha büyük bir fırsat da geçirdi; yarışın henüz 7. turunda son şampiyon Fernando Alonso ile kapışan Brezilyalı pilot, Alonso ile yan yana viraja girerken spin attı. Alonso belki yanlış bir reaksiyon gösterseydi tehlikeli bir kazaya şahit olabilirdik. Schumacher ve Alonso’nun çekiştiği yarışta İspanyol sürücü zafere ulaşırken, Massa ise attığı spinin faturasını puan alamayarak ödedi. Bu yarıştan sonra Massa için Ferrari günleri çoğunlukla mükemmel geçti. Malezya’da yarışı hem yarışı Schumacher’in önünde bitirdi hem de sezonun ilk puanlarını elde etti. Avustralya’da da puan alması beklenirken henüz ilk turda Williams’tan Nico Rosberg ve Toro Rosso pilotu Christian Klien arasında sandviç oldu, yarışa devam edemedi. Bu kazadan sonra Felipe Massa uzun bir puan alma serisi yakaladı. Bazı yarışlarda iki Renault’u da arkasında bırakması sayesinde Şahlanan At’ın şampiyonluk inancı arttı. 

27 Ağustos 2006’da Felipe Massa, ev sahibi olduğu Brezilya hariç bağ kuracağı bir pist ile tanıştı: İstanbul Park. Renault – Ferrari çekişmesi her yarış daha da sıkılaşıyordu ve Türkiye, hayran kitlesi bakımından Ferrari ile Schumacher için avantajlı bir pistti. Daha ilk turda, ilk virajda dört aracın kaza yaptığı, ünlü ‘’8. viraj’’da araçların dışarıya taştığı yarışta Felipe Massa sanki düz yolda araba kullanıyormuş gibi hiç zorlanmadan Formula 1 kariyerinin ilk galibiyetini elde etti. Felipe ile İstanbul’un kimyası öyle güzel uyuştu ki Massa 2007 ve 2008’de de hem pole pozisyonunu hem de birinciliği kimseye kaptırmadı. Geçtiğimiz ay düzenlenen Türkiye Grand Prix’sine kadar bu pistte en çok yarış kazanan pilottu, şimdi bu rekoru Lewis Hamilton ile paylaşıyor.

‘’Pisti seviyordum, her seferinde de iyi sürüyordum. Bazen bir sürüş tarzınıza uygun tipik pistler vardır. Belki Türkiye de benim için o tür pistlerden biriydi. Takım arkadaşım Michael Schumacher ve Fernando Alonso’ya karşı kazanmak güzel bir histi, podyumun tepesinde kendinizi görüp hayaliniz gerçekleştirdiğinizi bilmek de öyle.’’

Beyond the Grid röportajı

İstanbul’daki zaferinin ardından Felipe Massa, Ferrari’nin en çok önem verdiği yarış olan İtalya Grand Prix’sinde Michael Schumacher ile beraber harika bir performansla başladı. Yarışın sonuna doğru motoru yanan Alonso’nun yarış dışı kalması, Şahlanan At için bir avantaj olması gerekirken, son şampiyonun arkasında kalan Massa dumanlar yüzünden çimlerin olduğu yola saptı ve yarışı puan alamadan tamamladı. Hem Alonso – Schumacher hem de Renault-Ferrari rekabeti son yarışın son turuna kadar sürdü. Sezonun son yarışı Felipe Massa’nın ev sahibi olduğu Brezilya Grand Prix idi. 2006 Eylül’ünde emekli olacağını açıklayan Michael Schumacher, kendisine 8. Ferrari’ye ise beraber kazandıkları 7. şampiyonluğu emeklilik hediyesi olarak vermek istiyordu. Bunun için de gerekli tek şey; Alonso’nun puan alamaması, kendisinin bu yarışı kazanması. Aksilikler sıralama turlarında başladı. Alman efsane, 3. sıralama turlarına kaldı ama yaşanan benzin sıkıntısı yüzünden yarışa 10. sıradan başladı. Felipe’nin pole pozisyonunu almış olması Ferrari’nin umutlarını ayakta tuttu. İki Ferrari pilotunun da iyi başladığı yarışta şanssızlık Schumi’nin yakasını bırakmadı. Aşınan sağ arka lastik, pit stopu zorunlu kıldı. Pit stop sonrasında Schumi elinden geleni yaptı. Barrichello, Fisichella, Raikkonen gibi isimleri teker teker geçti ama hata yapmayan Alonso, kendisini ve Renault’u şampiyonluğa taşıdı. Bu yarıştan Ferrari’ye çıkan tek teselli ikramiyesi ise Massa’nın yarışı hatasız şekilde kazanmasıydı. Massa için bu zaferin bir anlamı daha vardı. Hemşehrisi olan ve halkının özlediği Senna’dan sonra Interlagos’ta yarış kazanan ilk Brezilyalı oldu. 

2007 yılında boşa çıkan Ferrari koltuğuna Kimi Raikkonen oturdu. Şüphesiz, Kimi McLaren çatısı altında yarıştığı her yarışta kendini ispatlamış biriydi. Massa da kendini zaman zaman ispatladı ve Ferrari’deki asli görevini yerine getirmişti. Yaş ve tecrübe olarak birbirine yakın iki pilotun olduğu takımda kimin el üstünde tutulacağı, takım içi dengenin nasıl sağlanacağı merak konusuydu. Kimi Raikkonen ilk yarışında galibiyetle tanışsa bile iki pilot da sezona iyi başlamıştı ve Ferrari, birini arka plana atma konusunda kararsız kalıyordu. Karar vermeyi bir nebze kolaylaştıran kırılma noktası Kanada Grand Prix’de gerçekleşti. Güvenlik aracının piste girdiği sırada Massa pite girdi. Dönemin kurallarına göre güvenlik aracı pistteyken pite giren araçlar, pitten çıkıp konvoya katılmak için pit çıkışındaki ışığın yeşil yanmasını beklemelilerdi. Massa pit çıkışındaki sıraya girdiğinde konvoyun sonundaydı, ki kuralın amacı da bunu sağlamaktı, ama ışık kırmızı yanıyordu. Bu kural ihlali Massa’nın diskalifiye olmasına yol açtı. 

‘’Kural kuraldır. Takımın beni ışığı beklemem konusunda uyarmaması hataydı, dersimizi aldık, bir daha olmayacak. Ama kuralın uygulanışını da hatalı buluyorum. Kural pistteki son aracın geçmesini beklememizi söylüyor ve ben pitten çıktığımda en arkadaydım.’’

Kanada GP sonrası (Autosport)

Bundan sonrasında Felipe Massa istikrarını korumayı başardı. Yağmurun eşlik ettiği ve çoğu takıma taktik değiştirttiği Avrupa Grand Prix’inde Massa ve Alonso son turlara kadar çekişti. Massa elinden geleni yaptı fakat bu, lider Alonso’yu geçmek için yeterli değildi. İkili arasındaki rekabet, podyum seremonisinin öncesinde gerginliğe dönüştü. Alonso kazandığı yarışın ardından Massa’yı, aynı Barcelona’da yaptığı gibi ‘’sidepod’’unu kırmakla suçladı. Massa bu suçlamaları reddetti ve birbirlerine yarış etiğini öğretmeye çalıştıkları bir tartışmanın içinde buldu kendini. 

Belki kendisi şampiyonluk yarışının içinde değildi, ama Massa şampiyonun belirlendiği Brezilya GP’nin ana kahramanlarından biri oldu. Hamilton’ın Çin’de çakıl havuzuna girmesiyle, Brezilya GP öncesi şampiyonluk adayı üç pilot vardı; Hamilton, Alonso ve Raikkonen. Her ne kadar sıralamadaki yerini etkilemeyecek olsa da Massa Interlagos’ta olmanın hırsını yaşıyordu. Brezilyalı pilot pole poziyonunu elde etti ve 50. tura kadar yarışı önde götürdü. O turda aracında yaşadığı sıkıntı lider Massa’nın pite girmesini gerektirdi. Piste döndüğünde Massa ikinci sırada, takım arkadaşı Raikkonen’in arkasındaydı. Fin pilot da 53. turda pite girdi ama piste sıralamasını koruyarak döndü. Massa, kendisi için çok şey ifade eden bu yarışta nefsine hakim oldu ve Raikkonen’i hiç zorlamadan yarışı kazanmasını sağladı. Podyum öncesi Fin pilot kariyerinin ilk ve tek şampiyonluğunu kutlarken, Massa yaşadıklarını böyle anlattı:

 ‘’Başka bir yarış olsa bunu yapmazdım, ama Brezilya’da olunca kendimi tutamadım. Profesyonelce yapılması gereken şeyi yapmıştık. Rob (o dönemki yarış mühendisi), eşimle beraber odaya girip bana sarıldığında ağladım. Evinizde kazanmaktan vazgeçmek çok kötü bir duygu’’ – Beyond the Grid röportajı

MUTSUZLUK SİLSİLESİ 

2008 sezonu öncesinde Felipe Massa, Ferrari ile nikah tazeledi ve kendisini 2010’a kadar Şahlanan At’a bağladı. Raikkonen’in şampiyonluk yaşadığı takımda Massa’nın ikinci pilot olacağı düşünülüyordu. İlk iki yarıştaki hayal kırıklıkları da bu savı destekledi. Bahreyn’e puansız, yarış tamamlamadan gelen Massa burada sezonun ilk galibiyetini aldı. İspanya’da takım arkadaşı Kimi’nin arkasından ikinci gelen, Türkiye’de ise bu pistteki zaferlerine bir yenisini ekleyen Massa, hakkındaki düşünceleri tersine çevirdi. Görünen o ki bu sefer dünya şampiyonluğu için savaşma sırası Felipe Massa’daydı. Sezonun dokuzuncu ayağı olan Britanya GP’ye kadar her şey yolundaydı. Lewis Hamilton’ın ev sahibi olduğu yarışta, sağanak yağış da pilotlara eşlik etti. İngiltere’nin havası resmen Hamilton’a yardım etti ve Massa attığı spinler yüzünden Hamilton’dan iki tur fark yedi. Böyle bir talihsizlikten iki yarış sonra Massa acı tecrübeler yaşamaya devam etti. Macaristan GP’ye üçüncü başlayan Felipe Massa, pole pozisyonundaki Lewis Hamilton’ı yarışın başında geçti ve aradaki farkı gittikçe açtı. Arada liderliği Heikki Kovaleinen’e kısa süreliğine kaptırdı ama geri almasını da bildi. 68. turda, yarışın bitimine 3 tur kala Brezilyalı pilotun motoru hiçbir uyarı vermeden durdu. Yarışı Kovaleinen birinci bitirirken akıllara Massa’nın iki eli kaskının üstünde, pistten ayrılışı kazındı. Psikolojik üstünlük artık Hamilton’daydı.

Üst üste gelen Avrupa ve Belçika zaferleri Massa’yı kendine getirdi, ama Hamilton da podyumdan inmek bilmiyordu. Bu çekişmenin bir diğer kırılma anı da Singapur’da yaşandı. Pole pozisyonunda yarışa başlayan Felipe, her şeyi mükemmel bir şekilde idare ediyordu. 17. turda Nelson Piquet’nin duvara çarpmasıyla güvenlik aracı girdi ve birçok pilot pite girdi. Massa da onlardan biriydi. Günümüzde de skandal pit-stoplara sebep olan Ferrari ekibi belki de tarihinin en büyük hatasını bu sırada yaptı. Lastikler değişti, benzin takviyesi yapıldı. Kanada’daki hata tekrarlanmadı, yeşil ışık uyarısıyla beraber Massa pitten çıktı, ama benzin hortumu hala aracına takılıydı. Bağlı olduğu aletten çıkan hortum pit yolu boyunca Massa’nın arkasında sürüklendi. O yolun sonundaki cepte pit ekibini bekleyen Brezilyalının siniri gözlerinden okunuyordu. Hortum da hemen çıkmayınca fatura iyice kabardı, Felipe Massa bu yarışı puan alamadan tamamladı.

Sezonun son iki yarışında kimin şampiyon olacağı kestirilemiyordu. Bir önceki sene Çin’de yaptığı hata ile şampiyonluk yolunda büyük yara alan Lewis Hamilton’ın o sezon ne yapacağı merakla bekleniyordu. İngiliz pilot pole pozisyonunda başladığı yarışta hata yapmadı ve birinci oldu. Massa ise üçünücü başladığı yarışı ikinici bitirip hanesine fazladan 2 puan yazdırsa bile bu Lewis’i geçmek için yeterli değildi. Şampiyonluk hayali Brezilya’ya kaldı. Hem evi hem de ucunda ilk Formula 1 şampiyonluğu olması sebebiyle Massa’nın motivasyonu ayrı bir seviyedeydi. Önceki Brezilya ayaklarının çoğunda olduğu gibi bu sefer de pole pozisyonunda başladı. Hava şartlarının sürekli değiştiği yarışta Massa ve Ferrari ekibi hatasız bir şekilde yarışı sürdürürken 68. turda Toro Rosso pilotu Sebastian Vettel, Hamilton’ı geçti. Artık Massa’nın yapması gereken yarışı lider tamamlayıp arkasındaki sıralamanın değişmemesi için dua etmekti. Felipe Massa 71. turunu da attı, damalı bayrağı geçen ilk pilot oldu. Ferrari ‘grid’ine sevinç çığlıkları, McLaren ‘grid’ine ise ölüm sessizliği hakimken Hamilton 12. virajda Tim Glock’un solundan beşinciliğe yükseldi. Griddeki Ferrari ve McLaren ekipleri rol değiştirmiş, Hamilton kariyerinin ilk şampiyonluğuna ulaşmıştı.

‘’Elimden geleni yapmıştım. Pole pozisyonu, en hızlı tur, yarışı kazanmak… Resmen benim haftasonumdu. Bazen kendime ‘’neden’’ diye sorduğum oluyor. Evimde şampiyonluk kazanmak nasıl bir his olurdu tahmin bile edemiyorum. Ayrton’un vefatından sonra Brezilyalılar bunu hak ediyordu.’’

Beyond the Grid röportajı

Ferrari açısından 2009’u tanımlayacak olsaydık, sonun başlangıcı tabiri çok uygun olurdu. İlk puanlarına Bahreyn’de Raikkonen ile ulaştılar. Şampiyonluğu son turda kaçırmış Felipe Massa ise İspanya’da ilk puanlarını kazandı. Massa bu yarıştan sonra işleri rayına oturtmak için gayet yeterli bir performans sergiledi ama talihsiz bir kaza sadece sezonu değil, Massa’nın hayatını da tehlikeye soktu. Macaristan Grand Prix’sinin 2. sıralama turunda iyi bir performans gösteriyordu. Brezilyalı pilotun 3. tura kalması an meselesi iken eski takım arkadaşı ve vatandaşı Rubens Barichello’nun aracından kopan 800 gramlık yay parçası kafasının sol tarafına denk geldi, kask bile Massa’yı bu darbeden korumaya yetmedi. Aldığı darbe sonrası bilincini kaybeden Massa’nın aracı lastiklerle örülmüş bir bariyere çarparak durabildi. 15 yıl önce tarihinin en büyük sporcularından birini buna benzer bir kazada kaybeden Brezilyalılar lastikler için mutlaka şükretmiştir, ama Massa’nın durumu da parlak değildi. Budapeşte’de yapılan kontrollerde kafatasında kırık tespit edildi ve ameliyata alındı. Bir süre sonra Brezilya’da geçirdiği bir operasyon ile kafatasına titanyum bir plaka yerleştirildi. Brezilyalı pilot piste 2010 yılında dönebildi ama o kaza olmasa 2009’da neler yapabileceği hep merak konusu oldu. O sezon ilk 7 yarıştan altı galibiyet çıkaran Brawn pilotu Jenson Button sonrasında hiç yarış kazanmadan şampiyonluğa ulaştı. Formunu yakalamış bir Massa karşısında olsaydı bu kadar rahat kazanabilir miydi?

İKİNCİ FERRARİ DEVRİ

2010 yılında puanlama sistemi, günümüzdeki hale getirildi ve puan alabilen pilot sayısı 2 arttırıldı. Yeni kuralla beraber uzun bir iyileşme dönen Massa da Formula 1’e renk getirdi. Brezilyalı pilot ayağının tozuyla Bahreyn ve Avustralya’da podyuma çıktı. Ama artık Ferrari gibi kendisi de eski hızında değildi ve kariyerini yeni takım arkadaşı Fernando Alonso’nun gölgesinde sürdürüyordu. İspanyol sürücü Ferrari’ye galibiyetler getirirken Massa iki podyumla başladığı sezonun devamında sadece üç kere daha podyuma çıkabildi. İstanbul’daki yedinciliğinin yanı sıra Sao Paulo’da yarışı 15. bitirmesi sezonun en büyük hayal kırıklıklarından biriydi. 

2010 Kore Grand Prix’inden beri podyuma çıkamayan Massa bunun için 2012 yılına kadar bekledi. Gerçi McLaren ve RedBull’un dominant olduğu bir sezonda Ferrari eski günlerini mumla arıyordu. 2012’de çıktığı Japonya ve Brezilya podyumlarını, 2013 İspanya GP’si takip etti. 

Ferrari, Eylül 2013’te yaptığı açıklamayla 2014 sezonu için Felipe Massa ile yollarını ayırdığını ve yerine Lotus Renault ile yeniden zirveyi zorlayan eski sürücüsü Kimi Raikkonen ile anlaştığını duyurdu. 2 ay boyunca hangi takımda yarışacağı belli olmayan Brezilyalı pilotun transferini Kasım 2013’te Formula 1’in bir diğer efsane takımı Williams açıkladı. O zamanlarda Williams, günümüzdeki gibi takımlar klasmanının dibine demir atmamıştı, ama eski günlerindeki gibi şampiyonluk hayali kurmak da çok zordu. 

SON PERDE: WILLIAMS

Williams’ın 2014’teki tek transferi Massa olmadı. Renault motoruyla geçen kötü sezonun ardından motor tedariği için Mercedes ile anlaşıldı. Massa’nın yanındaki koltuk da genç Fin Valtteri Bottas’a emanetti. Bu ikili Williams’a bir önceki seneyi unutturacak performans göstermeyi başardı. Williams aracıyla ilk podyumuna eski takımı Ferrari’nin evi Monza’da çıktı. 2013’te kaçırdığı Brezilya GP podyumuna çıkma şansını da yine bu araçla elde etti. Sezonun son yarışı olan Abu Dhabi GP’de de bize Hamilton ile rekabete girerek bize 2008’i anımsatan uzun bir sekans izletti. 

Brezilyalı pilot, bir sonraki sezon da buna benzer bir performans ortaya koydu. İlk yedi yarışının altısından puan aldığı performansını, Avusturya’da kariyerinin 40. podyumunu kucaklayarak daha da yukarı taşıdı. İki yarış sonra, İtalya’da, Tifosilerin önünde üst üste ikinci kez -kariyerinin sonuncusu olduğunu bilmeden- podyuma çıktı. Singapur ve Amerika’da vites kutusundan kaynaklanan sorunlar yarışı tamamlamasına engel oldu. Son yarışlardaki olumsuzluklara rağmen çoğu Formula 1 takipçisi Massa’nın Brezilya’da iyi bir sonuç almasını bekliyordu. Pist içine baktığımızda beklenen senaryo yaşandı. Massa evinde podyuma çıkamasa da puan almayı başardı. Ancak yarış öncesinde ölçülen lastik sıcaklığı, azami sınırın üstünde olması, Massa’nın diskalifiye olmasına sebep oldu. Burada kaybettiği puanları Abu Dhabi’de tekrar kazanarak 2015 sezonunu bitirdi. Bu iki sezonu da Williams, puan tablosunda Ferrari’nin üstünde, üçüncü sırada bitirdi.

Standartının üstünde sergilediği performanslardan sonra Williams, 2016’da -daha sonrasında da durduramayacağı- bir gerileme devrine girdi. Her ne kadar Felipe ve Valtteri puanlar almaya devam etseler de İngiliz takımı rakiplerinin arkasında kalmaya başladı. Eylül ayına gelindiğinde Felipe Massa, Formula 1’den emekli olacağına dair bir açıklama yaptı.

Hala Formula 1’de yarışmak istiyordum. Kendimi önemli hissedeceğim, profesyonel olan iyi bir takımda. Ama benim için uygun bir ortam yoktu. Yarışmaya devam edeceğim bir fırsat yoksa, durmak en iyisi diye düşündüm ve başka şeyler denemeye karar verdim’’

(NEW YORK TİMES)

Bu açıklamadan sonra gözler Interlagos’taki yarışa çevrildi. Brezilyalı pilotun evindeki son yarışı sağanak yağmura rağmen yoğun ilgi gördü ve Sao Paulo halkı Massa’ya büyük bir destek gösterdiler. Yarışa 12. sırada başlayan Massa, yarışın başlarında puan alabildiği sıraları zorladı. 9. turda girdiği pitten sonra yarışa tekrar tutunmak onun için zorlaştı. Uzun bir süre puan alınmayan sıralarda takılı kaldı. 48. turda virajı dönerken yağmurun etkisiyle yoldan taştı ve karşılıklı duran iki duvar arasında gitti geldi. Pite yürürken tüm takımların ekipleri tarafından alkışlandı, eşi Rafaela ve oğlu Felipinho’ya sarılırken gözyaşlarına hakim olamadı.

Brezilya’daki son yarışımın böyle bir kaza ile bitmesini istemezdim. Ama bu kaza bana beklediğimden farklı bir şey yaşattı. Beni takip edip destekleyen ve benim için çok güzel bir andı.

(New York Times)

Ocak 2017’de Mercedes, Valtteri Bottas ile anlaştı ve Williams pilot konusunda zorlu yaşadı. Acil bir toplantı yapıldı ve bu toplantının sonucunda tekrar Massa ile masaya oturulması yönünde karar çıktı. İki taraf da masaya oturup konuştular. Claire Williams, Massa’yı fikrinden döndürmenin zor olacağının farkındaydı, fakat Brezilyalı’nın duymak istediği cümleleri kurmuş olacak ki MAS kısaltması F1 ekranlarına geri döndü. Sezon içinde birçok kez Massa araçtan memnun olduğunu belirtti. Sıralamada fazla üstlerde değildi ama yine de puan alabiliyordu. Montreal’de Carlos Sainz Jr. ile beraber yaptığı kaza yarışa havlu atmasına sebep oldu. Bir sonraki ayak Bakü’de ise podyuma çok yakındı. 19. turda güvenlik aracından istifade Massa dördüncülüğe kadar yükselip Ferrari pilotu Sebastian Vettel’in ensesine geldi. 23. turda gerçekleşen bir kazadaysa Racing Point için yarışan Esteban Ocon’un aracından parçalar, pistin dört bir yanına dağıldı. Yarışa kaldığı yerden devam edildiğinde Massa momentumunu çoktan kaybetmişti. 26. tura kadar devam edebildi ve yarışın devamını kırık arka damperi yüzünden kenardan izlemekle yetindi.

Hem Williams hem de Felipe Massa birbirinden memnun demeçler vermeye devam etti. Bu doğrultuda çoğu Formula 1 takipçisi 2018 senesinde Brezilyalı pilotun devam edeceğini düşünüyordu. Fakat aksi oldu, Felipe tekrar emekliliğini açıkladı. Tekrar Interlagos’da yarışma şansı eline geçen Massa, bu sefer pistten puanla ayrılarak içinde ukde kalan vedayı yaşadı.

EMEKLİLİK GÜNLERİ

2016’da kendine vadettiği farklı deneyimleri bir sene sonra yaşadı Felipe Massa. Gerçi ne kadar farklı olduğu tartışılır, zira yarışmaktan pek de kopamadı. Artık dinleneceği, daha çok masa başı tarzında bir işle uğraşacağı düşünülüyordu. 37 yaşındaki pilot, FIA’nın daha çevreci bir misyon belirlediği, yeniliğinden dolayı ‘’bebek’’ diyebileceğimiz serisi Formula E’ye geçiş yaptı. Formula 1’den daha farklı dinamiklere sahip olan bu seride Massa , Venturi takımıyla beraber iki sezon geçirdi. Bu süreçte beklediği sonuçları alamadı. Sadece bir kez, Monako’da, podyuma çıkma başarısını gösterdi.. Bu seri, sadece önündeki aracı geçmekten ibaret değil. Enerji takibi gibi daha çok mühendislerin işi olan sorumluluklar da pilotların omzuna yükleniyor.

Günümüzde Felipe Massa, Formula 1’den emekli olduktan hemen sonra başladığı, FIA’ya bağlı olan karting komisyonunun başkanlığını yürütmeye devam ediyor. Burada genç çocukların ve onların ailelerinin işini kolaylaştırmaya, bu sporu daha fazla kişinin hayatına sokmaya çalışıyor. Kısacası, 2016’da tanımladığı gibi kendini önemli hissettiği, profesyonelce işleyen bir ‘’takım’’da, kendisinin ulaşamadığı şampiyonluğa binlerce çocuğu itmekle meşgul.


Plase:

Total
0
Shares
Önceki Yazı

6 | Tardini Büfe

Sonraki Yazı
Parabolica

65 | İspanya GP

Bunlar da ilgini çekebilir