Sözleşmesi Biten 30 Yaş Üzeri 10 Futbolcu
Bu yazı tamamen TFF'nin aldığı yeni yabancı sınırı kararına tepki olarak yazıldı.
Türkiye’de yabancı sınırı resmileşti ve artık kulüpler maç kadrolarına 3 tane Türk futbolcuyu kesin olarak yazmak zorunda kalacaklar. Bu Türk futboluna nasıl bir etki edecek, yakın gelecekte bunu göreceğiz. TFF’nin Türkiye’ye gelen yabancı oyuncular hakkında bir düzenleme yapması beklenirken sadece sayı olarak bir kısıtlama getirmesi sonucunda bu yazıyı kaleme alma kararı aldım. 10 farklı ligden 10 farklı pozisyonda forma giyen 10 tane 30 yaş üzeri yabancı futbolcuyu bu yazıda okuyacaksınız.
1- Denis Glushakov
Doğum Tarihi: 27.01.1987
Mevki ve Kullandığı Ayak: Merkez Orta Saha – Sağ
Kulübü ve Uyruğu: Akhmat Grozny – Rus
2000’lerin ortasında Lokomotif Moskova ile çıkış yapan ve Rusya A Milli Takımı seviyesinde bir futbolcu haline gelen Denis Glushakov, kariyerinin en iyi dönemlerini 2010’ların başında başka bir Moskova takımı olan Spartak Moskova ile geçirdi. Milli takım adına 57 maçta forma giyen 33 yaşındaki Glushakov, kulüp kariyerlerinde de 396 resmi maçta forma giydi, 61 gol attı, 27 de asist yaptı. Bu sezon da Akhmat Grozny adına forma giyen Glushakov forma giydiği 21 Rusya Premier Lig maçında 4 gol atıp 1 de asist yaptı. Form ve oyun kalitesi olarak hala üst seviyede forma giyebileceğini bize göstermiş oldu 19-20 sezonunda. Orta sahada iki yönlü bir oyun profilini benimseyen ve bu şekilde gelişim gösteren Glushakov hücumda hem topla beraber hem de topsuz yaptığı koşularla merkezden ceza sahasına girmeyi ve goller aramayı seven bir futbolcu. Ayrıca ceza sahası dışından etkili ve sert şutları da vardır, buna ek olarak da frikiklerde de topun başına geçerek gol aramayı çok sever. Bu sezon onu izlediğim maçlarda fizik olarak da herhangi bir düşme yaşadığını görmedim, hala oyun içinde ikili mücadeleye girmekten çekinmeyen, rakibe karşı fiziğini kullanarak rakibin topunu kapmaya çalışan ve dayanıklılığı sayesinde de 90 dakika boyunca bunları yapmaya devam eden bir Glushakov izledik. Glushakov’un kötü bir yönünü bulmak için bu yazıyı yazarken duraklayıp bir düşündüm ancak ciddi manada böyle bir özellik bulamadım. Süper Lig’de bence ilk 4 sıra takımları için bile hala as oynayabilecek bir oyuncu olmasının yanında Avrupa hedefleyen başaltı diye tabir ettiğimiz diğer takımlarda farkını sahaya daha rahat koyabilir ve takıma önemli bir katkı verebilir Glushakov. Kariyerinin son kontratını hangi takımla imzalayarak alacak merakla bekliyorum.
2- Mario Gavranovic![Mario Gavranovic - Dinamo Zagreb - Stats - titles won]()
Doğum Tarihi: 24.11.1989
Mevki ve Kullandığı Ayak: Santrafor – Sağ
Kulübü ve Uyruğu: Dinamo Zagreb – İsviçreli
Aslında Hırvatistan’a transferine kadar Mario Gavranovic’in nasıl bir futbolcu ne kalitede bir santrafor bunu kestirmek çok güçtü. 21 yaşında Schalke’ye transfer oldu ve Schalke’nin A takımında düzenli olarak oynayabilecek bir futbolcu olmaması sebebiyle kariyerinde birçok iniş ve çıkış yaşandı Gavranovic’in. Schalke, Mainz ve Zürih’te istenilen seviyeye bazı maçlarda çıkan bazı maçlarda da yokları oynayan Gavranovic, 15-16 sezonu başında Rijeka’ya transfer olup futbolunu ve oyun profilini 25’inden sonra oturttu. Rijeka’da çıktığı 80 maçta 40 gol atıp 13 de asist yaptıktan sonra Dinamo Zagreb’e transfer oldu ve Zagreb’in Avrupa piyasasında takım olarak daha yukarılara çıkmasında onun da bir payı oldu. Dinamo Zagreb ile çıktığı 87 maçta da 27 gol ve 11 asisti var. Komple bir santrafor olarak nitelendirebileceğim Gavranovic’in hem bir pivot santrafor gibi atak olgunlaştırırken takım arkadaşlarına sırtı dönük bir şekilde duvar olabiliyor hem de nispeten açık savunmalara karşı toplu veya topsuz olarak defans arkasına koşular yapabilliyor. Bunların yanında ceza sahası içinde de pozisyon alma becerisi ve gol yapma konusundaki ustalığı sayesinde ona komple bir santrafor diyebiliyoruz. 30 yaşını geçen oyuncunun hız ve hızlanma anlamında bundan 2-3 sene öncesine göre bir gerileme yaşadığı ortada ancak bu gerilemenin, onun oyun aklını ve doğru zamanda doğru yerde olabilme sezgilerini etkilemediğini düşünerek çok büyük bir eksiklik yaratacağına inanmıyorum. Süper Lig’de 4 büyükler dediğimiz takımlar için rotasyonda hocanın elini rahatlatabilecek bir santrafor olduğunu, Süper Lig’deki diğer tüm takımlar için de düzenli olarak 11 oynayabilecek bir santrafor olduğunu düşündüğüm Gavranovic’in yıllık 800-900 bin euroya da okey verebileceğine inanıyorum.
3- Klaus Gjasula
Doğum Tarihi: 14.12.1989
Mevki ve Kullandığı Ayak: Ön libero – Çift ayak
Kulübü ve Uyruğu: Paderborn – Arnavutluk
Almanya doğumlu bir Arnavut olan Gjasula 30 yaşına gelene kadarki kariyerinin hepsini Almanya sınırları içerisinde geçirdi. Paderborn’a transfer olana kadar Bundesliga 2 takımlarının sıklıkla kullandığı bir oyuncu olan Gjasula, Paderborn ile birlikte Bundesliga’ya çıkma başarısı gösterdi ve Bundesliga’da da takımı için önemli süreler aldı. Bu sezon gördüğü sarı kart sayısının fazlalığıyla da adından söz ettiren Gjasula’nın oyun anlamında aslında üzerinde durulması gereken birçok iyi özelliği bulunmakta. 29 Bundesliga maçında 17 sarı kart görmesi tabii ki fazla ama sezonu 18. sırada tamamlayan Paderborn’un oyun anlamında sürekli rakiplerine karşı ataklar yemesi sebebiyle takımın ön libero pozisyonunda oynayan futbolcunun da bu kadar çok sarı kart görmesini ben yadırgamıyorum. Çalışkanlığı, oyun içindeki cesareti, kararlılığı ve devamlılığı çok iyi olan; topla oynama becerisi kısıtlı olsa da mevkisi gereği rakiple sık sık ikili mücadeleye girebilen ve onlardan topları kapmayı becerebilen, sertliği ve agresifliği seven bir ön libero Gjasula. Fiziksel anlamda da 1.90’lık boyuyla beraber güçlü ve dayanıklı yapısıyla zaten kolay kolay ikili mücadelelerde yenilen bir futbolcu da değil. Maç içindeki agresifliği nedeniyle fazla kart görmesi ve topla oynama becerisinin zayıf olması bir handikap ancak çakılı savunma yapan takımlarda hücum oyuncularının savunmaya verdiği eksik katkıyı kapatabilecek böyle bir ön libero bulunması gerekiyor. Paderborn’dan aldığı maaş düşünüldüğünde bu listedeki en maliyetsiz oyuncu olabilecek Gjasula’nın Süper Lig’deki her takımda rahatlıkla kendine yer bulabileceğine inanıyorum. 30 yaşının üzerinde olmasına rağmen de maliyet olarak takımları üzmeyecek bir hamle olacağını da biliyorum.
Not: Oyuncu yazı yazıldıktan kısa bir süre sonra Hamburg’a transfer olmuştur.
4- Mihaly Korhut
Doğum Tarihi: 01.12.1988
Mevki ve Kullandığı Ayak: Sol Bek – Sol
Kulübü ve Uyruğu: Aris Selanik – Macar
Yaşı ilerledikçe kariyer anlamında daha doğru ve olgun adımlar atmayı başaran Korhut, ülkesi Macaristan dışına ilk çıktığında İsrail takımı Hapoel Beer Sheva’ya transfer oldu ve düzenli olarak forma giyebilmesi onun 25’inden sonra da gelişmesine ve daha iyi bir futbolcu haline gelmesini sağladı. Ocak 2019’da Hapoel ile sözleşmesi bittikten sonra Yunanistan Süper Ligi ekiplerinden Aris Selanik’e transfer olan futbolcu, geldiği günden bu yana Aris takımında düzenli olarak ilk 11’de forma giyiyor. Risksiz oyunu, 90 dakika boyunca hücum bindirmeleri yapması, top kontrolü ve topla oynama becerisinin gelişmiş olmasıyla beraber orta açma becerisi sayesinde 30’unu geçmesine rağmen değerli bir sol bek kendisi. Fiziksel olarak güç ve dayanıklılık anlamında rakipteki iyi fizikli futbolculara karşı biraz çelimsiz kalsa da daha çok hücum özellikleriyle beraber tanımladığımız Korhut’un hücum anlamında, imza atacağı takıma önemli bir artı kazandıracağından şüphem yok. Sahada 90 dakika boyunca çalışır, savunmada ters kademelere girmeyi çok sever, oyunu hiç agresif değildir ki bu sezon 22 lig maçında sadece 5 sarı kart gördü. Sertliği sever ama abartmaz, takım içinde soğukkanlı kalabilir, arkadaşlarına da bu konuda olumlu bir etki yapabilir. Oyun içinde aşırıya kaçmayan ve kendini takımın önüne koymayan bek oyuncularını çok severim ve bu anlamda da Korhut’un kariyerini noktalamadan Türkiye’ye gelmesini çok isterim. Maaş olarak da yıllık 500 bin euro civarı bir paraya Süper Lig’deki her kulüpte forma giyebileceğini düşündüğüm Korhut’un yaşına göre iyi bir fırsat transferi olacağı görüşündeyim.
5- Facundo Roncaglia
Doğum Tarihi: 10.02.1987
Mevki ve Kullandığı Ayak: Stoper – Sağ
Kulübü ve Uyruğu: Osasuna – Arjantinli
Önemli bir kariyeri noktalamak üzere olan Facundo Roncaglia, kariyerinin bazı dönemlerinde Türk kulüpleriyle de yazılıp çizilmişti. Savunma yetenekleri üst düzeyde olmasa da oynadığı her sezonda doğru savunma nasıl yapılır dersi verecek kadar temiz ve düzenli bir performansı vardı. 33 yaşındaki oyuncu kariyeri boyunca 368 resmi maça çıktı, devamlılık anlamında sıkıntı yaşamayan bir oyuncu olduğunu buradan görüyoruz. Avrupa’da İtalya ve İspanya’da önemli kulüplerin formasını giyen Facundo Roncaglia’nın Arjantin’e dönmeden önce Süper Lig’de de 1-2 sezon geçirmesini isterim. Çok uzun bir stoper değil, 1.80 boyunda ancak bu eksikliğini zıplama becerisiyle kapatabiliyor. Top kapma becerisinin çok iyi olmasının yanında rakibi birebir markajda da çok başarılı. Oyun bilgisi ve tecrübesiyle takıma olumlu bir katkı verebileceğini de düşünüyorum. 30’una gelmeden önce onu stoper haricinde sol bek ve sağ bek oynarken de görebiliyorduk ancak şimdilerde artık sadece stoper olarak oynadığında verim verebileceğini söyleyebilirim. İyi bir takım oyuncusudur, pozisyonlar sertleşse de o soğukkanlı kalmayı bilir, takıma savunma anlamında liderlik yapmaya çalışır ve maça kendini iyi hazırlar. Eksik bir yön ise; eskisi kadar hızlı bir oyuncu değil ve bu yüzden de oyunu rakip yarı sahada oynamayı seven takımlar için Roncaglia doğru bir tercih olmayacaktır.
6- Lica
Doğum Tarihi: 08.09.1988
Mevki ve Kullandığı Ayak: Sağ/Sol Kanat – Sağ
Kulübü ve Uyruğu: Belenenses – Portekiz
Lica’nın Granada’dan Belenenses’e transferi onun futbol hayatının ikinci baharını yaşamasına sebep oldu. 30’una gelene kadar Avrupa’da birçok farklı kulübü gezen, gittiği takımlarda pek kalıcı olamayan Lica, Belenenses ile birlikte yeni bir kimlik kazandı ve oyununu 30’undan sonra geliştirdi. Belenenses ile 2.5 sezonda 86 maçta forma giydi ve 23 gol atıp 10 da asist yaptı. 19-20 sezonunda da 29 Portekiz Süper Lig maçında 7 gol atıp 3 asist yaptı. Hücumda daha çok sağ ve sol kanat olarak forma giyse de 10 numara olarak da ikinci santrafor olarak da hatta merkez santrafor olarak da Lica’yı oynatabilirsiniz. Bu anlamda takımın rotasyonuna çeşitlilik kazandırabilecek bir futbolcu. Topla oynamayı, top dağıtmayı ve topla beraber dripling yapmayı çok sevse de topsuz olarak da sık sık ceza sahasına ve defans arkasına yaptığı koşularla da önemli bir hücum tehdidi yaratıyor. Belenenses öncesine baktığımız zaman Lica daha hızlı bir futbolcuydu ancak bu hızını nasıl kullanması gerektiğini bilmiyordu, Belenenses’e geldiği günden bu yana oyununa kazandırdığı onlarca yeni özellik var ve onu değerli kılan şeyler bunlar. Lica’nın Belenenses’ten ayrılacağı çok belli ve ısrarla Süper Lig kulüplerinden herhangi birinin onu transfer etmesini isterim. Şampiyonluk hedefleyen kulüpler için çok yeterli bir futbolcu olmasa da Süper Lig’de geriye kalan 13-14 takım için çok yerinde ve maliyet olarak da düşük seviyelerde bir transfer olur.
7- Eric Lichaj
Doğum Tarihi: 17.11.1988
Mevki ve Kullandığı Ayak: Sağ Bek – Sağ
Kulübü ve Uyruğu: Hull City – Amerikalı
Amerikalı olmasına karşın çok genç yaşta İngiltere’ye transfer olan ve kariyerinin tamamını İngiltere sınırları içerisinde geçiren Eric Lichaj, önemli bir kariyeri artık yavaş yavaş geride bırakıyor. 2018 yılında katıldığı Hull City’nin kaptanlığını yapan Lichaj, Hull küme düşünce takımdan %99 ayrılacak. Hull ile geçirdiği bu 2 sezonda 70 maça çıkan oyuncu kariyerinin önceki bölümlerinde yaşadığı sakatlıklardan artık kurtulmuş gibi gözüküyor. 31 yaşındaki oyuncunun tüm kariyerine baktığımızda da 357 resmi maça çıktığını görüyoruz. Daha çok dengeli ve risksiz oyunuyla tanıdığımız Eric Lichaj hakkında savunma yönü daha ağır basan bir bek desek yanlış olmaz. Cidden işin savunma kısmını çok iyi yapıyor ve takımına bu anlamda önemli bir katkı vermiş oluyor. Top kapma, top kesme, top çalma yetenekleri gelişmiş bir oyuncu olan Lichaj’ın birebir adam savunmasında da rakibe kolay kolay geçiş izni vermediğini söylemem gerekir. Hücum tarafında neler yapıyor diye bakacak olursak da topla beraber aslında iyi bir driplingci ve hücuma çıkmayı da maç içinde seviyor ancak orta açma konusunda bayağı sınırlı bir bek olması yüzünden atağa çıktığı pozisyonlarda pas atmayı tercih ediyor. Çalışkan, kararlı, cesur ve maça kendini iyi hazırlayan bir oyuncu profiline sahip. Lichaj’ın da şampiyonluk hedefleyen takımlar haricindeki 13-14 takım açısından yararlı bir sağ bek olacağına inanıyorum. Onun tecrübesinden faydalanmak gerekiyor.
8- Marcelinho
Doğum Tarihi: 21.08.1984
Mevki ve Kullandığı Ayak: On Numara – Sağ
Kulübü ve Uyruğu: Ludogorets – Brezilyalı
Bu yazı içerisinde tanıtacağım en yaşlı futbolcu olacak olan Marcelinho’nun yetenekleri ne kadar iyi ki ben bu yazıda yaşına rağmen onu yazmaya karar verdim. 2011 yılından bu yana Ludogorets forması giyen ve Ludogorets ile 7 kere şampiyonluk yaşayan on numara Marcelinho, çok efsanevi bir bireysel yeteneğe ve top tekniğine sahip. Fiziksel olarak artık 30 yaşının başlarındaki durumunda değil ancak saha içinde onun sadece yürümesi bile yeterli olur takımının golü atması için. 10 sezondur formasını giydiği Ludogorets’te 341 maça çıktı ve 97 gol, 90 asistlik bir skor katkısı verdi takımına. Maçın gidişatına, maçın temposuna, maçın durumuna direkt etki edebilen, topu ayağına aldığı zaman doğru bir şekilde kullanmadan topu kaybetmeyen, uzaktan etkili ve sert şutlarıyla takımına önemli bir hücum silahı kazandıran, saha içerisinde olmayacak şeyleri olduran, yapılamaz denilen şeyleri kolayca yapabilen deyim yerindeyse maestro gibi bir futbolcu Marcelinho. Fenerbahçe’nin Alex’i gibi Ludogorets’in de Marcelinho’su takım için bir efsane. Bulgaristan’da lig bitmişken 35 yaşındaki Marcelinho ile hala sözleşme uzatmamaları artık onunla yolların ayrılacağına işaret ediyor ve bu yaşına rağmen hala Süper Lig’in yıldızı olacağına inandığım için bir Anadolu kulübünün onu transfer etmesini çok çok çok istiyorum. Fiziksel olarak ondan beklentiyi az tutmak gerekir ancak işin yetenek kısmında gelindiğinde her kulübü uçuracak bir oyuncu Marcelinho.
9- Ermir Lenjani
Doğum Tarihi: 05.08.1989
Mevki ve Kullandığı Ayak: Sol Bek/Sol Kanat – Sol
Kulübü ve Uyruğu: Sion – Arnavut
Ermir Lenjani’nin oyun profili aslında Süper Lig’e cuk oturuyor. Zaten bu cümleden sonra onun hakkında uzun uzadıya bir konuşma yapmaya gerek yok aslında ama onu tanımayanlar için yine biraz bahsetmek gerekir. Son kulübü Sion’a transfer olana kadar aslında onun hücum tarafındaki etkinliğinin bu kadar iyi olduğunu bilmiyorduk. Sion’a transferi öncesinde ortalama diyebileceğimiz bir sol bek olan ve hücuma çıktığı zaman daha çok orta açarak takımına destek olan Lenjani; Sion transferi sonrasında 4-4-2’nin orta sahasının solunda oynamaya başladı ve kariyeri bir anda değişmiş oldu. Artık onu daha sık ceza sahası içinde görüyoruz, ceza sahası çevresinde daha çok topla buluşuyor ve daha fazla sorumluluk da alıyor. Hızı ve çevikliği ile birlikte hücumda daha çok oyuncu çalımlamaya başladı ve daha çok uzaktan şut dener oldu. 30’larında bir oyuncuya olumlu anlamda bu kadar etki yapabilmek her zaman denk geldiğimiz bir durum değil de Ermir Lenjani’de bu durum çok güzel yapılmış. Arnavutluk milli takımında da hem sol bek hem de sol kanat olarak forma giyen Lenjani’nin oyun disiplini, oyunu daha agresif ve fiziksel olarak oynama isteği, 90 dakika boyunca yorulmadan takımına destek verme çabasıyla birlikte Süper Lig’e renk katacak bir oyuncu olacağı izlenimi yarattı bende. 2017 yılında geldiği Sion’da yaşadığı pozisyon değişikliği ile birlikte çıktığı 88 maçta 15 gol atıp 17 de asist yaptı Lenjani. Maaş olarak çok uçuk istekleri de olmayacak oyuncunun Süper Lig’de her takımın rotasyonunda mutlaka olması gereken bir futbolcu olduğuna can-ı gönülden inanıyorum.
10- Matthew Jurman
Doğum Tarihi: 08.12.1989
Mevki ve Kullandığı Ayak: Stoper – Sol
Kulübü ve Uyruğu: Western Sydney – Avustralyalı
Yazının içindeki Avrupa Kıtası dışındaki tek futbolcu olan Matthew Jurman’ı bu listeye özellikle dahil etmek istedim. Günümüz stoper kalıplarına onun oyun profilinin çok uymadığını düşünüyorum ancak bu durum onu kötü bir stoper yapmıyor. Kariyeri boyunca hiç Avrupa’ya gelmemiş bir stoper olan Jurman’ın artık bunu gerçekleştirmesini ve Süper Ligi’mize transfer olmasını istiyorum. Kariyerinin önemli bir bölümünü Sydney FC’de geçiren futbolcu sonra ufak bir Suudi Arabistan ve Güney Kore macerasının ardından tekrardan Avustralya’ya dönmüştü. Bu sezon Western Sydney ile oynadığı maçlarda da gayet iyi performanslar ortaya koyan Jurman’ın hız ve çeviklik konularında gerileme kaydettiği görülüyor ancak hala çok çok iyi seviyede olan savunma özellikleri sayesinde benim gözümde çok değerli ve Süper Lig’de hala oynayabilecek bir stoper konumunda. Hava hakimiyeti, adam markajı mükemmel diyebileceğimiz düzeyde. Fiziksel olarak da gücü, dayanıklılığı ve ikili mücadele kazanma yüzdesi çok iyi. Savunmada pozisyon almayı ve yanındaki savunmacıları da doğru pozisyon aldırmayı iyi bilir, maça kendini çok iyi hazırlar ve maç bitene kadar aşırı konsantre ve çalışkan bir Matthew Jurman izleriz. Dediğim gibi 30’una gelmesiyle beraber bazı özelliklerinde gerilemeler başlasa da çakılı savunma oynayan Süper Lig takımlarında göstereceği performanslarla izleyenlere parmak ısırtacak kalitede bir stoper Matthew Jurman.
Bunlar da ilginizi çekebilir;
